18 Şubat 2013 Pazartesi
Matematik Kitapları Üzerine
Matematik Kitapları Üzerine
Ali Nesin
Geçen yaz [1992] Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıkardığı matematik kitaplarını
aldım. İlkokul 1’den lise 3’e dek tam onbir cilt...
Okul kitabı yazmak, hele ilkokul kitabı yazmak, öyle küçümsenecek bir iş
değildir. Bilimsel araştırmadan çok daha fazla sorumluluk isteyen bir uğraştır.
Matematiğin yanısıra didaktik ve eğitbilim (pedagoji) de bilmek gerekir.
Konuların nasıl işlenip, hangi sırayla sunulacağı, örneklerin, soruların, sözcüklerin seçimi,
resimle yazı arasındaki oran, geçmişte bizim ve başka ülkelerin deneyimleri gibi önemli
noktaların üstünde uzun uzun durulması, hatta herbirinin birer araştırma konusu olması gerekir.
Örneğin ilkokul birinci sınıf öğrencilerine aritmetiği mi, geometriyi mi, yoksa küme
kavramını mı öğretmeli ilk? Belki de “altında, üstünde, yanında, kenarında” gibi yedi yaşındaki
bir çocuğa daha “doğal” gelebilecek kavramlara öncelik tanımalı. Yoksa ne öğretildiğinden çok,
soru sorma alışkanlığını aşılamak mı önemlidir? Bu işe yıllarını verenlerin bile bu birincil
soruların yanıtlarında anlaştıklarını sanmıyorum.
Kısacası, bu iş öylesine karmaşık, öylesine zordur ki, kusursuz diyebileceğimiz bir okul
kitabı yazmak nerdeyse olanaksızdır. Zorluğun bilincindeyim, ve amacım kesinlikle satın aldığım
kitapları eleştirmek değil. Haddime mi? Uzmanlar bile bu konuda anlaşamazken... Benimkisi salt
merak...
Matematik eğitiminin nasıl yapılması konusunda tam bir uzlaşma sağlamak güç olabilir.
Gene de matematik eğitiminde uzman olsun olmasın herkesin uzlaştığı biriki nokta vardır
sanırım. Örneğin, matematik eğitiminin amacını saptamak pek zor olmasa gerek.
Nedir matematik eğitiminin amacı, ya da amaçları? Matematiğin güzelliğini, yalınlığını ve
gücünü göstermek, düşünmesini, yani bağımsız ve doğru düşünmesini öğretmek, bir alışkanlık
haline getirmek. Unuttuklarım, okurun eklemek istedikleri olabilir. Pek önemli değil. Üç aşağı
beş yukarı hepimizin matematik eğitiminin amacında birleşeceğimize eminim.
Matematik kitaplarından rastgele birini açtım. Gözlerime inanamadım: İlk sayfada çatık
kaşlı bir mehmetçik, göklerde dalgalanan bir bayrak ve İstiklal Marşı var. Atatürk’ün bir portresi
ikinci, Gençliğe Söylevi üçüncü sayfada... Söylev günümüzün Türkçesine çevrilmemiş...
Muhafaza’lı, müdafaa’lı, şerait’li ve de cebir’li! Neden çocuklarımızın anlayacağı dile
çevirmemişler? Yoksa matematik kitabına Atatürk’ün Gençliğe Söylevi’ni koyanların amacı
çocuklara Atatürk’ü anlatmak ve sevdirmek değil mi? Belli ki değil... Bir başka matematik
kitabına Türkiye haritası koymuşlar. Bir an kuşkuya düşüp yanlışlıkla coğrafya kitabı aldığımı
sandım. Hayır, yanılmamışım, kitabın kapağında İlkokullar İçin MATEMATİK I yazıyor. Her
kitabın sonunda bir de Öğretmen Marşı var. Öğrenciler için yazılmış bir kitapta... Buyrun
öğretmen marşına! Bu kadarla da yetinmemişler. İlkokul dörtlerin matematik kitabının aşağı
yukarı tam ortasına bir okuma parçası koymuşlar: Atatürkçü Düşüncede Özellik Taşıyan Önemli
Yaklaşımlar. Otuz sayfa ötede Tehdit başlıklı bir başka okuma parçası var. Türkiye’nin jeopolitik
önemi diyor ve tahmin ettiğiniz gibi düşmanlarımızdan, yani Romanya, Bulgaristan ve
Rusya’dan, sözediyor. Kitap 1991’de yazılmış1.
Matematiğin yukarıda sıraladığımız amaçlarıyla yakından uzaktan hiçbir ilgisi olmayan bu
resim ve yazıları matematik kitabına koyanların amacı ne olabilir? Acaba çocuklara Atatürk’ü ve
yurdumuzu sevdirmek mi istiyorlar?
Aklı başında kime sorulursa sorulsun, bir matematik kitabına Atatürk resminin konulmasını
beyin yıkama olarak nitelendirir. Oysa Atatürk’ü sevdirmek ve anlatmak için, Atatürk’ün
değerini kavratmak için, beyin yıkamaya gerek yoktur. Atatürk’ün Türkiye için yaptıklarını
anlatmak yeterlidir.
Hitler’i, Mussolini’yi, Pinochet’yi, Stalin’i sevdirmek için beyin yıkamaya gerek
duyulabilir, ama Atatürk buna gereksinmez. Tam tersine, beyin yıkama, Atatürk’ü gençliğin
gözünde yozlaştırır. Kaldı ki, matematik düşünmeyi öğretir. Sloganların, milliyetçiliğin, İstiklal
Marşı’nın, bayrağın, askerin yeri değildir bir matematik kitabı. Hele beyin yıkamanın hiç ama hiç
yeri yoktur matematik kitaplarında. Bu kitaplarla matematik okuyan çocuk ne matematiği, ne de
Atatürk’ü sevebilir. Amaç bu mu?
Matematik kitabında yeri olmayan bu resimleri, bu okuma parçalarını koymak kimin
aklından çıkmıştır? Kimini tanıdığım yazarların, yani matematikçi arkadaşlarımın, böyle bir
saçmalıkta parmakları olduğunu sanmıyorum. Hiçbir matematikçi böyle bir yönteme başvurmaz.
Bu saçmalık, eğitim, matematik ve Atatürkçülükle kıyısından köşesinden en küçük bir ilgisi
olmayan kişilerin eseri olmalı.
Matematik kitabına resim ve okuma parçası konulmaz mı? Konulur. Örneğin düşündüren
eğlenceli oyunlar, bilmeceler konulabilir. Ünlü matematikçilerin resimleri, yaşamöyküleri,
oturdukları evin, çalıştıkları masanın, yazdıkları kalemin fotoğrafları konulabilir. Ünlü
yapıtlardan alıntılar da yapılabilir. Çok da iyi olur. Böylece öğrenci hem rahat bir soluk alır, hem
de kuramlarını okuduğu matematikçilerle içli dışlı olur, onlara yabancılık duymaz, bilimde
yenilik yapanların kendisi gibi insan olduklarını görür. Eğer öğrencinin ülkesinden gurur duyması
isteniyorsa hocamız Cahit Arf‘tan sözedilsin. İlla Atatürk’ten sözetmek gerekiyorsa, eski Türkçe
Söylev’i değil, Atatürk’ün yaşamının son yıllarında öztürkçe bir geometri kitabı yazdığını,
“üçgen, dikey, açı” gibi onlarca sözcüğü dilimize kazandırdığını anlatan bir okuma parçası
konulsun.
Milli Eğitim Bakanımız iki aydır Sayın Nahit Menteşe’dir2. Yılların deneyimi olan bir
bakan. Bu saçmalıkların matematik kitaplarından kaldırılması gerektiğini düşündüğünden
kuşkum yok. Umarım önümüzdeki yıllarda çocuklarımız ve gençlerimiz, aptallığın tüm
çıplaklığıyla gözler önüne serilmediği matematik kitaplarından eğitim görürler.
2 Şimdi Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nevzat Ayaz’dır.
Sonradan (1999) eklenmiş not: O zamandan bu zamana, sosyal demokrattan ortanın sağına, ortanın sağından
İslamcısına dek siyaset yelpazesinin hemen hemen her derecesinden bakan geldi geçti. Ders kitaplarında hâlâ daha
bir değişiklik yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder